Ülkemizde artık ödenemez hale gelmiş Anayasaya, mevzuata, tüketici haklarına ve sosyal devlet anlayışına aykırı fahiş elektrik zamlarının kaynağını oluşturan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararlarının öncelikle yürütmesinin durdurulması ardından iptali istemiyle Baro Başkanlığımızca Enerji Piyasası Denetleme Kurulu aleyhine Danıştay'a dava açtık. Baromuz adına dava dilekçemizi Yönetim Kurulu Üyelerimiz Av.Elvan ŞAHİN ile Av.Ümran KARA CAN Danıştay'a gönderilmek üzere Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sundular. Baro Başkanlığımızca açılan dava ile 31.12.2021 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan T.C.EPDK' nın 10706, 10707,10708,10709 sayılı Kurul Kararlarının iptali istendi.

BARO BAŞKANLIĞIMIZIN AÇTIĞI DAVADA ÖZETLE:

1.           31/12/2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 10706, 10707, 10708 ve 10709 sayılı Kurul Kararlarıyla Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından 01/01/2022 tarihinden itibaren uygulanacak aktif elektrik enerji satış tarifesinde değişiklik yapılmış olup tüketim miktarlarına fahiş oranda zam yapılmıştır. Bu düzenleme gerek Anayasa’nın 10. maddesinde gerekse AİHS’nin 14. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesine ve sosyal devlet ilkesine açıkça aykırıdır ve yürütmesinin durdurularak iptali gerekmektedir.

2.           EPDK, 31/12/2021 tarihli 10707 sayılı Kurul Kararı “mesken alçak gerilimli tek zamanlı abone grubu için faturaya esas günlük ortalama 5 kWh tüketim miktarına kadar (aylık 150 kilovatsaat) olan tüketimlere düşük kademeli tarife uygulamasına…” şeklinde düzenlenmiştir. Ülkemizde 4 kişilik bir aile için en az 230 kwh/ay olması olarak belirlenmiştir ve buna istinaden kalabalık ailelerin kullanımı dikkate alınarak belirlemelerin yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla kademeli tarifenin ilk kademesinde 230 kilovat/saatin altında bir sınır konulması yüksek oranda zam anlamına gelmektedir. EPDK tarafından yapılmış olan tablolardaki hesaplamalar hiçbir bilimsel veri ve analiz içermeksizin hazırlanmıştır ve bu oranların ilerleyen zamanda artacağı muhtemeldir. İdarenin vatandaşlara külfet yükleyen böyle bir düzenlemede şeffaf olması ve vatandaşlara yönelik bu tür düzenlemelerde maksimum fayda ilkesini gözetmesi asıldır. Bu hususun gözetilmemiş olduğu ve işbu düzenlemenin 150 kwh/ay olarak belirleme usulü 7346 Sayılı Kanun’un 31. maddesine de aykırıdır. Çünkü 7346 Sayılı Kanun’un 31. maddesinde ifade edilen “6446 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasının üçüncü cümlesine “abone grupları” ibaresinden sonra gelmek üzere “bu abone grupları için elektrik enerjisi tüketim miktarına göre farklı” ibaresi eklenmiştir.” düzenlemeye göre tüketim miktarına uygun olarak bir kademe belirlenmesi gerekmektedir.

3.           EPDK’nın 10707 sayılı Kurul Kararı gereğince; günlük 5 kilovatsaat olmak üzere aylık 150 kilovatsaate kadar olan tüketim düşük kademe, 150 kilovatsaat sonrası tüketim ise yüksek tarife olarak tanımlanmaktadır. Konutlarda kilovatsaat başına 0,9160 TL olan tarife 150 kilovatsaate kadar tüketimlerde %52 oranında artırılarak 1,39 TL’ye; 150 kilovatsaat sonrası tüketim ise %127 oranında artırılarak 2,07 TL’ye yükseltilmiştir. Türkiye’de dört kişilik bir ailenin aylık asgari elektrik tüketimi 230 kilovatsaat olarak kabul edilmektedir. Kademeli tarifede yer alan düşük tarifede sınırın 150 kilovatsaat olarak belirlenmesi, 230 kilovatsaatin altında kalması nedeniyle vatandaşa kademeli zam olarak yansıyacaktır. Buna göre; ortalama 230 kilovatsaat elektrik tüketen bir ailenin elektrik faturası yaklaşık 210 TL’den 375 TL’ye yükselmektedir. Başka bir ifadeyle, asgari tüketim olarak kabul edilen 230 kilovatsaat tüketime yapılan zam en az % 78,5 olarak hesaplanmaktadır. Verilen tablolar uyarınca hesaplama yapıldığında da görülecektir ki az kullanım sonucu az çok kullanım sonucu çok şeklinde bir kademelendirme söz konusu olmadığı gibi düzenlemenin tasarrufa teşvik amacı da yoktur. 2022 yılının Ocak ayında elektrik tüketiminde 10 kilovatsaatlik tüketimin düşürülmesi halinde dahi, 2021 yılının Aralık ayına göre ödenecek bedeli yükseltmektedir. Ocak ayında tüketicinin ödeyeceği faturanın düşmesi için elektrik tüketimini en az 80 kWh düşürmesi gerekmektedir. Konut tüketicilerinin 4 TL daha az bedel ödemesi için tüketimi yüzde 35 oranında düşürmesi gerekmektedir. Üç kişilik bir ailenin eşit oranda elektrik tükettiği varsayıldığında bir kişinin temel elektrik tüketim hakkı EPDK’nin söz konusu kurul kararı gereği ortadan kalkmaktadır. Açıkça ortadadır ki bu Kurul Kararı tüketimin azaltılması için teşvik etmek ve/veya tüketiciyi tasarrufa yönlendirmek amacından oldukça uzaktır.

4.           Her ne kadar EPDK 31/12/2021 tarihli açıklamasında “Dünya spot piyasalarında elektrik üretiminde kullanılan kömür fiyatlarında 5 kat, doğal gaz fiyatlarında ise 10 katlık artışlar olmuştur. Türkiye enerji sektörü de bu süreçte küresel düzeyde ortaya çıkan olağanüstü maliyet artışlarından etkilenmiştir. …Geldiğimiz noktada ise enerji ve piyasaların sürdürülebilirliği, maliyet bazlı fiyatlandırmanın ve öngörülebilirliğin sağlanması için zorunlu hale gelen bir düzenleme yapılmıştır.” demiş olsa da yapılan düzenlemenin ve zam oranlarının ekonomik olarak daha ağır sonuçlar doğuracağı açıktır. Ayrıca bu düzenleme ile “enerjinin adil ve herkese ucuz ulaştırılması” hususunun ve yaşamsal faaliyetlerini makineye bağlı olarak yürüten kişilerin mağduriyetlerinin dikkate alınmadığı açıktır.” Enerjinin ulaşılabilir ve insani yaşam koşullarında ödenebilir olması temel bir insan hakkıdır.”

5.           Başkanlığımızca açmış olduğumuz bu davayı 1136 sayılı avukatlık kanunun tanımış olduğu hak ve yetkilere istinaden ayrıca Başkanlığımızın elektrik abonesinin bulunması ve Tüketici Kanunu gereğince tüketici sıfatımızın bulunması nedeniyle; iş bu davayı açma zorunluluğu hâsıl olmuştur. Barolar Kamu Kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olup “ticari işletme “olmamalarına rağmen elektrik faturalarının tanziminde ticari işletme olarak kabul edilip; fatura hesaplanmasının bu şekilde tahakkuk ettirilmesi de hakkaniyet ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

6.           İşbu Kurul Kararlarının uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız neticeler doğması pek muhtemel olduğundan İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27’nci maddesi gereğince yürütmesinin durdurulması ardından da iptali gerekmektedir denildi.

Bir kez daha fahiş zamların kabul edilemez olduğunu belirtir; hukuksuz zamlara karşı halkımızın yanında olacağımızı ve süreci sonuna kadar takip edeceğimizi kamuoyuna saygıyla sunarız.

Tarih : 11.02.2022
Okunma : 486

© 2024 - Giresun Barosu

Adres : Çıtlakkale Mah. Atatürk Bulvarı No.121/1 - GİRESUN / Telefon: 0454 215 76 57 / Faks: 0454 215 76 58)
Adli Yardım Bürosu: 0 454 215 76 69 | Sosyal Tesis : 0 454 215 76 69 / D:17
E Posta : giresunbarosu@gmail.com | KEP Adresi: giresunbarosubaskanligi@hs01.kep.tr
E-Tebligat Numarası: 35366-96939-85090
Giresun Barosu Union of Black Sea Countries Bar Association (BCBA) üyesidir.