Panele konuşmacı olarak; İran Barolar Birliği Başkanı, İran Merkez Barosu Başkanı, Amerikan Barolar Birliği önceki Başkanı, Burgaz/Bulgaristan Barosu Başkanı, Selanik Barosu önceki Başkanı, Horasan/İran Barosu Başkanı, Batı Azerbeycan Barosu Başkanı, Doğu Azerbeycan Barosu Başkanı,İzmir, Zonguldak, Çanakkale, İstanbul, Antalya, Giresun, Hatay, Mersin, Elazığ, Manisa, Kocaeli, Denizli Baro Başkanları, İzmir, Hatay ve Edirne Barosu Avukatları, yerli ve yabancı akademisyenler katıldılar.     Baro Başkanımız Av. Gültekin UZUNALİOĞLU' nun konuşması                                              ADALET SİSTEMİNDE AVUKATLARIN VE BAROLARIN ROLÜ                Sayın Konuklar,Sevgili Meslektaşlarım, Çok değerli Üstadlarım;                Öncelikle bu toplantıyı düzenleyen Bahçeşehir Üniversitesi mensuplarına teşekkür ediyorum.                Günümüz Türkiye'sinde Avukatların ve Baroların içinde bulunduğu durumu sizlere özetlemeye çalışacağım.                1136 sayılı Avukatlık Kanunu 1. maddesine göre; Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.                   Aynı Kanunun 2. Maddesine göre; Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder. Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. Kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu kurumlar avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine sunmakla yükümlüdür.                   Hukuk ve adalet bir toplumun temelidir.                Güçlü ve adil bir yargı için bağımsız ve güçlü savunma şarttır. Savunmaya değer vermeyen ülkelerde gerçek hukuk devletinden söz edilemez. Ancak günümüz Türkiye'sinde savunmanın birçok sorunları bulunmaktadır.                  Savunmanın temsilcisi Avukatı, yargılamada asli unsur kabul etmeyen ve işi karıştıran bir süje gibi gören anlayışla zaman zaman karşılaşmaktayız.                  Bir polis karakolunda, şüpheli ile Avukatının görüşmesinden memnuniyetsiz tavırlar sergileyen kolluk kuvvetinden, yasal hakkı olmasına rağmen Avukata dosyayı inceletmek istemeyen Cumhuriyet Savcısından ve yargılamada Avukatın savunmasını kısa kesmesini isteyen, savunma için mehil isteyen Avukata vermemek için çaba harcayan ve savunmayı çokta zorunlu görmeyen anlayışla hareket eden bir çok yargıçla   karşı karşıya kalmaktayız.                          Silahların eşitliği kuralı gereğince savunmanın olması gereken hakları, günümüzde engellenmeye çalışılmaktadır. En son Adalet Bakanlığı Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı'nın yazısı ile Avukatların UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi)tan yararlanmaları  kamu kaynaklarını tükettikleri, Avukatların kullanması ile UYAP'ın yükünün arttığı, bu yükü azaltmak için gereksiz kullanımların engellenmesi amacı ile hazine avukatları hariç olmak üzere tüm Avukatlara UYAP'ı paralı hale getirilmesini belirtmesi ne yazık ki Avukatlık mesleğine saygı sınırlarını zorlayan,gerçeğe aykırı,objektiflik verilerden uzak ve tehlikeli bir yola gidişi göstermektedir.                  Silahların eşitliği prensibine rağmen, UYAP verilerini Avukatlardan gizlemek, Avukatlara ancak para ile erişim sağlamak savunmaya değer verilmediğini ve yargılamanın bir unsuru sayılmadığını göstermektedir.                     Hakim ve savcılar için ücretsiz olan UYAP'ın, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na göre hakim ve savcılar ile eşit konumda olan ve kamu hizmeti gören avukatlara paralı hale getirilmesinin hukuka aykırıdır. Böyle bir uygulamanın avukatların temsil ettiği bireylerin hak arama özgürlüğünü de sınırlayacaktır.                  Yine zamanla tüm Adliyelerde uygulamaya geçileceği söylenen ve halen bazı Adliyelerimizde uygulamaya konulan Mahkeme Yönetimi Sistemi ile Avukatlar için Adliyenin içinde girilemeyecek ve kısıtlı girilecek alanlar yaratmak ve adalete erişimin kısıtlanması savunmaya yönelik bir engellemedir.                    Barolar olarak Avukatların kullanıma açılması için mücadelemizi sürdüğümüz Mernis,Adli Sicil, Polnet, Takbis sistemlerden yargılamanın diğer unsurlarının ulaşabildiği bilgiler, halen Avukat meslektaşlarımızdan esirgenmektedir.                  Siyasi rant elde etmek amacı ile ihtiyacın üstünde hukuk fakülteleri açılması talepten fazla Avukat yetişmesine neden olup gizli işsizlik yaratmaktadır.Bir çok genç meslektaşımızın asgari ücret seviyesine yakın maaşla çalıştığını görmekteyiz.Genç meslektaşlarımız ağır ekonomik zorluklar içindedir. Mesleğimizin geleceği bu koşullarda tehlike altındadır. Yapılacak yasal düzenlemelerle işyeri açarken faizsiz kredi, vergi ve sigorta muafiyeti gibi imkânlar sağlanmalıdır. Emekli maaşlarının yetersizliği nedeni ile ekonomik gücü olmayan bir çok meslektaşımız ilerleyen yaşlarına rağmen Adliyelerde çalışmalarına devam etmektedir.                                  En son yapılan düzenleme ile CMK görevlendirmelerinde dahi  temyiz harcı istenmesi, kamu hizmeti olmasına rağmen zaten çok düşük olan CMK Avukatlık ücretlerinden gelir vergisi ve  % 18 gibi yüksek oranda KDV kesilmesi zorunlu müdafilik sistemini avukatlar için angaryaya dönüştürmüş olup ne yazık ki bugün itibari  ile sistem hukuk devleti ilkelerine uygun işlememektedir.                Kamu hizmeti yapan Avukatları, kamuoyunda taraf gibi görme alışkanlığı ile meslektaşlarımıza yapılan saldırılar ölümle sonuçlanan düzeye gelmiştir. Yasamızda Avukatlara yapılan saldırılar için hâkim ve savcılara yapılan saldırılarla eşdeğer müeyyide öngörülmesine rağmen uygulamada ne yazık ki bu hayata geçmemektedir.                  Savunmayı çökertip yargıyı ayakta tutmak mümkün değildir. Savunma çökerse yargıda çöker ve hukuk devleti hayal olur. Herkesin bir gün mutlaka savunmaya ve onun temsilcisi avukata ihtiyacı olacağını yargı tarihi defalarca yinelemiştir. Bağımsız savunma ancak bağımsız yargı içinde yaşam olanağı bulur. Bağımsız savunma bağımsız yargının, bağımsız yargı hukuk devletinin, hukuk devleti de insan haklarının ve toplumsal barışın güvencesidir.                 Sayın Konuklar ve Değerli Meslektaşlarım;               Avukatlık Kanunu 76 maddeye göre; Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.               Türkiye'de gerçekten 2000 yıllardan sonra bu 76. Maddeye yönelik Barolar ve TBB önemli çalışmalar yapmışlardır.                Barolar kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazken; bir çok ilimizde Barolarımıza siyasi etkiler yapılmaya çalışılmaktadır. Baroların temel hukuk problemleri karşısında tek ses ve tek yürek olması gerekirken Avukatlık mesleği için en hayati konularda dahi bunun zaman zaman sağlanamadığını görmekteyiz.(Arabuluculuk Yasa Tasarısı konusundaki gibi)          Protokolde barolar, İl Cumhuriyet Başsavcısının yanında yer alır yasa hükmüne rağmen İl Cumhuriyet Başsavcısı ile Baro Başkanı arasına Üniversite rektörleri girmiş ve Rektörler Baro Başkanından önce yer almıştır.                        Bir çok kamu görevlisi 10-15 yıllık çalışma ile yeşil pasaport sahibi olurken,Baro Başkanları hatta hiçbir Avukat Avukatlık mesleğinde ne kadar uzun sürede olsa yeşil pasaport sahibi olamamaktadır.                Bağımsız savunmanın güçlü kalesi olan Baroların, bir çok kararı vesayet makamı gibi Adalet Bakanlığının onayı bağlı tutulmaktadır. Halen Barolar,Adalet Bakanlığı müfettişleri tarafından denetlenmektedir.                               Bizler Türkiye Baroları olarak güçlü, bağımsız yargı ve savunma oluşması için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bütün sorumluları yargıya ve savunmaya karşı duyarlı olmaya ve sorunlarının çözümü için çaba harcamaya çağırıyoruz.Hukukun evrensel değerlerine göre savunmanın güçlü ve bağımsızlığına yönelik düzenlemeler yapılmasını ve bu düzenlemelerin uygulanmasını istiyoruz.                  Bu duygu ve düşüncelerle beni dinlerken gösterdiğiniz sabrınızdan dolayı teşekkür eder hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunarım.                                                                                  Av.Gültekin UZUNALİOĞLU                                                                                  GİRESUN  BARO  BAŞKANI    
Tarih : 5.10.2011
Okunma : 1430

© 2024 - Giresun Barosu

Adres : Çıtlakkale Mah. Atatürk Bulvarı No.121/1 - GİRESUN / Telefon: 0454 215 76 57 / Faks: 0454 215 76 58)
Adli Yardım Bürosu: 0 454 215 76 69 | Sosyal Tesis : 0 454 215 76 69 / D:17
E Posta : giresunbarosu@gmail.com | KEP Adresi: giresunbarosubaskanligi@hs01.kep.tr
E-Tebligat Numarası: 35366-96939-85090
Giresun Barosu Union of Black Sea Countries Bar Association (BCBA) üyesidir.