05 Haziran Dünya Çevre Günü münasebetiyle 06 Haziran 2022 Pazartesi günü Çevre Komisyonu Yazmanımız Av.Fulya TİRYAKİ tarafından okunan basın açıklamasına Baro Başkanımız Av.Soner KARADEMİR, Baro Genel Sekreterimiz Av.Arzu KURT, Baro Saymanımız Av.İlknur CİVELEKOĞLU, Çevre Komisyonu Başkanımız Av.Nurcan KAYIŞ ve Komisyon Üyemiz Av.Demet KELEŞOĞLU UZUN ile meslektaşlarımız katıldı. Emeği geçenlere teşekkür eder çalışmalarında başarılar dileriz. Giresun Barosu Yönetim

Birleşmiş Milletler Örgütünün 1972 yılında Stolkhom de düzenlediği “Birleşmiş Milletler Çevre ve insan Konferansında; 5 Haziran gününün dünya Çevre Günü olması Oy birliği ile kabul edilmiştir.

Gezegenimizde çevre sorunları hızla artmaya devam etmektedir.  Su kirliliği, toprak kirliliği, hava kirliliği ve atık fazlalığı neticesinde iklim değişiklikleri meydana gelerek bu değişiklikler ve çevresel kirlilikler birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Dünya üzerinde bu kirliliğe en çok sebep olan da maalesef biz insanlar olmuştur.

Çevrenin korunması ve çevresel dengenin sağlanması bugün ulusal sorun olmaktan çıkmış, evrensel boyutlara ulaşmıştır. Son yıllarda yaşanan hızlı sanayileşme, plansız şehirleşme ve doğal kaynakların fütursuzca kullanılmasının olumsuz etkileri yaşam kalitesini ve sürekliliğini tehdit eder hale gelmiştir. Gerekli tedbirler alınmadığı taktirde insanlığın gelecekte çok ciddi çevre sorunları ile yüzleşmek zorunda kalacağı tüm resmi kurumlar tarafından dile getirilmektedir. Ancak ne yazık ki bu kirliliğin ve sorunun çözümüne yönelik etkili bir çalışma yapılmamaktadır.

Bugün ilimizde çevre sorunları ve özellikle de plastik kirliliği bilinenden çok daha vahim boyutlara ulaşmış durumdadır. Artık kullandığımız hemen hemen her üründe, her yerde plastik atık vardır, toprağımızı ve yaşam alanlarımızı işgal etmiş durumdadır.

Plastik atık ve diğer tüm atıkların bu derece vahim boyutlara ulaşması sonucunda gelecekte topraklarımızın bitki örtüsünde telafisi imkansız kayıplar oluşacaktır. İlimizde dahi son elli yılda bitki örtüsünde yarı yarıya kayıp meydana gelmiş ve bu kayıp giderek de artmaktadır.

Belirtmekte fayda var ki; Tüm canlı türleri içinde bitkilerin nesli bilinenden 500 kat hızlı tükenmektedir.

İnsanların hayatını devam etmesi için gerekli olan Oksijen ve yeme- içme gereksinimini sağlayan bitkiler dünya ekosisteminin belkemiğini oluşturmuşken bizler -ilimiz açısından değerlendirdiğimizde- fındık bahçelerine herbisit- bitki öldürücü ilaçlar atmaktayız. Yol yapımı ev yapımı gibi İnşaat çalışmaları sonucu toprak kaybı ile birlikte bitki örtüsü kaybı da yaşamaktayız. Bitkilerin yok olması diğer organizmaların, ekosistemin ve dolaylı olarak insan sağlığının yok olması demektir. Etkili korunma planlaması yapmak için bu durumun idrak edilmesi gerekmektedir.

Daha fazla kazanma hırsı insanlığı ve canlı cansız tabiatın geleceğini tehdit etmektedir. Bu kapsamda özellikle atıklar, kıt kaynakların bilinçsiz tüketimi ve insanoğlunun doyumsuzluğu neticesinde inşaat ve diğer sektörlerde (örnek vermek gerekirse HES gibi) çevreye zarar verilip verilmediği yönünde alınması gerekli olan Çevresel etki değerlendirme raporlarının da ne yazık ki yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan verildiği ortadadır. İlgili Kurum ve Kuruluşlarımızın bu raporları amacına uygun şekilde alınması yönünde istikrarlı ve titiz çalışmalar yürüteceği yönünde kuşku yoktur. Ancak dünya üzerinde ve ülkemiz çapında çevre kirliliği açısından geldiğimiz noktaya baktığımızda gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için de biz insanların sorumluluğunun hem bireysel hem de kolektif olarak yüksek olduğu açıkça ortadadır.

Bu kapsamda alınması gereken tedbirlere baktığımızda;

Plastik kirliliği ve diğer atıklar açısından bu kirlilikleri önleyici etkili yöntemler uygulanmalı Doğaya bırakılan plastiğin zararları ve mikroplastik kirliliğin önlenmesi için kamuoyuna aydınlatıcı bilgilendirmeler yapılmalı plastik tüketiminin azaltılması sağlanmalıdır.

Yine Sivil toplum örgütlerinin kendi görev ve yetki alanları yanında, çevremizin, doğamızın korunması açısından diğer ilgili kurum ve kuruluşlar ile birlikte koordineli bir şekilde çalışmaları yürütmesi de bu husustaki verimi artıracaktır.

Ayrıca yasal mevzuatlar açısından Kıyılarımızın, Ormanlarımızın, Meralarımızın, korunması, temizliği ve bakir halini koruması açısından daha caydırıcı cezaların uygulanması için, yasa koyucular tarafından daha kapsamlı ve infaz edilebilir şekilde cezai yaptırımların kabul edilmesi gerekmektedir.

Yine Kentsel Dönüşüm adı altında rant sağlayıcı kararlar almak yerine hem şehri çarpık kentleşmeden kurtaran hem de doğal hayatı destekleyici projeler ile çevremizin ve doğamızın korunarak gelişmesini de sağlayabiliriz.

Eylemlerimizin yaşamı ve doğayı nasıl etkilediğini düşünmek zorundayız. Hiçbirimizin yaşadığı doğayı çevreyi havayı suyu denizi toprağı yani hiçbir yeri kirletme lüksü yoktur.

Kısacası gelecek nesillere daha güzel, yaşanabilir bir ülke ve dünya bırakmak yine bizim elimizdedir. Doğanın korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken tüm tedbirler ve çalışmalar açısından Giresun Barosu olarak destekçisi ve yasal süreçte takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bilgilerinize sunarız. Teşekkür ederiz.